✍ Futbolda yaz imzaları<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Juventus, Manchester United ile yolları ayrılan Paul Pogba’yı yıllık 8 milyon avro karşılığında bedelsiz olarak kadrosuna kattı. Juventus, 2012’de bedelsiz olarak Manchester United U21 takımından transfer ettiği Pogba’yı, 2016 yılında 105 milyon avro bonservis bedeli karşılığında United’a göndermişti.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Acun Ilıcalı'nın sahibi olduğu Hull City, Antalyaspor'la Doğukan Sinik'in transferi için anlaşmaya varıldığını açıkladı. Hull City, Ozan Tufan'ı kadrosuna katmıştı.</li></ul>

Aposto Gündem

Premier Lig’de 2021-22 sezonunu geride kalırken, erken küme düşen takımlardan birisi de Watford oldu. İki sene öncesine kadar Premier League’in ciddi orta sıra ekiplerinden biri olma özelliğini koruyan Hornets, daha sonra Championship ziyaretinden kurtulamasa da tecrübesini konuşturarak geçtiğimiz sezon lige vakit kaybetmeden dönüş yapmayı başarmıştı.Lige yeniden yükseldiğinde mevcut teknik direktörüyle yola devam etme kararı alan Watford’da kadroya dahil olan çok fazla isim oldu:&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Samuel Kalu, Emmanuel Denis, Imran Louza ve Yaser Asprilla gibi isimlerle açılış yapılırken transferin son haftasında iki Tottenhamlı, Danny Rose ve Moussa Sissoko kadroya katıldı. Daha sonra kiralık olarak Ozan Tufan hamlesini yapan Watford’ın finali imzası da Everton’dan Joshua King oldu ve takımın emektar oyuncusu Troy Deeney de bedelsiz olarak ayrıldı.</li></ul><img src="https://images.aposto.com/2022/4/1/1653954162992.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.78" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: teamTALK<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Watford, sezonun ilk maçında Aston Villa'yı konuk ediyordu ve 3-2 kazanarak aslında ideal bir başlangıç yaptı. Daha sonra Brigton, Wolves ve Tottenham’a karşı alınan yenilgiler, takım içerisinde herhangi bir deprem etkisi meydana getirmedi: bununla beraber Norwich deplasmanında alınan galibiyet takımı biraz rahatlattı. Ancak çalkantılı günler yakındı.&nbsp;Ekim ayının sonuna kadar neredeyse tüm maçları kaybeden Watford’da, 3 Ekim itibariyle teknik direktör Xisco Munoz'un görevine son verildi ve yerine Premier League’in tanıdık simalarından Claudio Ranieri getirildi. Kulübeye geçmesiyle beraber önce Everton deplasmanında, ardından Manchester United karşısında sansasyonel galibiyetler alan İtalyan menajerin rüzgarın yönünü tersine çevirdiği düşünülmüştü. Ancak United maçındaki 4-1’lik skorun Watford’dan ziyade United’la ilgili olduğu, şubata kadar tek bir maç bile kazanamayan Watford’ın form grafiğiyle açıklandı.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Takım arka arkaya aldığı yenilgilerle, Munoz dönemini bile arar oldu; öyle ki ligin en dibindeki Norwich’e dahi Vicarage Road’da 3-0 kaybetmişlerdi ve büyük umutlarla başlayan Ranieri dönemi tam bir fiyaskoyla sonuçlanıyordu.</li></ul>İtalyan hocanın sonu da beklendiği gibi oldu ve ocak ayında görevine son verildi; bu kez de, çalıştırdığı takımları lige tutmasıyla bilinen Roy Hodgson takımın başına geçti.<img src="https://images.aposto.com/2022/4/1/1653954315166.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.91" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Eurosport<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Ara transfer dönemi de hareketli sayılacak cinstendi.&nbsp;Sol beke Nice’ten Hassane Kamara transfer edildi. Yeni transferlerden, özellikle hiçbir verim alınamayan Ozan Tufan Fenerbahçe'ye geri gönderildi ve Danny Rose rotasyonun dışında bırakıldı. Takımın kilit oyuncularından Ismaila Sarr'ın üst üste yaşadığı sakatlıklar, Watford'ın kötü giden sezonunda belirleyici oldu.Yenilgi serisi 19 Şubat'a kadar süren Watford; bu kötü grafiği, ligin açılış maçında yendiği Aston Villa'ya karşı tekrar kazanarak sona erdirdi: dahası da vardı. Aynı şekilde Manchester United’a da tekrar takılan çelme, performansta bir kıpırdanma yaşattı ve heyecanın diri kalmasına sebebiyet verdi. Ancak Hornets, bunun ardından yalnızca Southampton’a karşı galibiyet alabilirken, zaten görünmeye başlayan sonucu resmileştirdi ve ligin dibine demir attı.Sezon başında, daha önceki Premier League tecrübelerine bakılırsa, yeni transferlerle beraber takımın ligde kalacağına dair herkesin inancı vardı;&nbsp;ancak Watford camiası için, geride sadece unutulmak istedikleri bir sezon kalıyordu. Norwich ile beraber, ligde en kötü performans gösteren diğer bir takım olarak, ligden düşmeyi haftalar önce garantilediler.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Kırılma Anı</h2>Açıkçası baştan aşağı dibe doğru giden bir sezonda böyle bir çıkarım yapmak kolay değil; ancak Tottenham’a son dakikada kaybettikleri maçın çok moral bozucu olduğunu söyleyebiliriz.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2022/4/1/1653954503797.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Cartilage Free Captain<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Sezon genelinin aksine, Conte’nin Tottenham’ına karşı çok iyi bir direnç göstermişlerdi ve ilerisi için moral verici bir puan almaya çok yakınlardı; ancak uzatmalarda yedikleri gol hem onları yıktı, hem de Ranieri’nin geleceğini büyük bir soru işaretine dönüştürdü. Keza benzer bir şekilde Brendford’a da son dakikada kaybettiler ama maçların profiline bakılırsa, Tottenham maçının daha da moral bozucu olduğu söylenebilir.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Menajere Not</h2>Xisco Munoz: 6/10Geçtiğimiz sezon takımın başına geçen ve deneyim eksikliği nedeniyle, hakkında kafalarda birçok soru barındıran Munoz, takımı tekrar Premier League’e yükselterek büyük bir iş başarmıştı ancak Premier League’de ilk birkaç haftada alınan kötü sonuçlar sebebiyle görevine erkenden son verildi. Her ne kadar erken davranıldığını düşünen az bir kesim olsa da, CV’sinin eksikliği nedeniyle çoğunluğun bu karara şaşırdığı söylenemez.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2022/4/1/1653954734202.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.91" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Football365<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Claudio Ranieri: 4/10Yılların tecrübesi ve Leicester’daki şampiyonluğuyla her zaman tarihte önemli bir yere sahip olan ancak o süreçten sonra da bir türlü dikiş tutturmayan Ranieri, kurtarıcı menajer olarak ilk düşünülen isim oldu. İngiltere’deki son günlerini Fulham’da geçiren İtalyan menajer, tıpkı o zamanki gibi, Manchester United’a karşı çok sansasyonel bir galibiyet alsa da, ondan sonraki sonuçlarla Xisco Munoz dönemini bile arattı.Roy Hudgson: 6/10Yılların kurt hocası, herkesin saygı duyduğu ve geldiği takımları ligde tutma becerisiyle ünlü Roy Hodgson, Ranieri’den sonra takımın başına getirildi. Her ne kadar bu konuda kalitesi tartışılmaz olsa da, göreve geldiğinde Watford için bir işin işten geçtiği söylenebilir; bu yüzden, olumlu sonuçlar aldığı maçlar sezon gidişatında belirleyici olamadı. Başarısız sonuca rağmen, elinde olmayan koşullardan dolayı hocayı fazla eleştirmek biraz haksızlık olacaktır. 6/10<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Sezonun oyuncusu: Hassane Kamara</h2>Başta Moussa Sissoko -ki Tottenham’dan transfer edilmişti- , Cucho Fernandez gibi oyunculardan söz edilebilir ama özellikle çıkış gösteren bir oyuncuyu başrole taşımak gerekiyor: Hassane Kamara. Ocak ayında Nice’den transfer edilmesine rağmen, kısa sürede oldukça istikrarlı bir performans gösterdi ve takımı küme düşse de, bir sol bek olarak performansıyla öne çıkan isim oldu. Öyle ki bu sayede Watford kariyeri de çok kısa sürebilir ve Premier League’de daha iyi bir takıma da bir sıçrama yapabilir.Uzun zamandır takımın kilit oyuncularından olan Ismaila Sarr, her ne kadar ülkesinin Afrika Kupası kadrosunda bulunsa da; bu sezon, sakatlığının da etkisiyle belli periyotlarda etkili bir performans gösteremedi ve bu da takımın küme düşmesinde belirleyici etkenlerden oldu.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Beklentiler: 22/23 Sezonu</h2>Watford bu sezon küme düşmesiyle ‘yo-yo kulüp’ olma yolunda bir adım attı; ancak kadrosundaki Premier League standartlarında oyuncuları düşünürsek, takımda ciddi bir oyuncu erozyonu yaşanabilir. Yeni transfer Kamara, Moussa Sissoko, Cucho Fernandez, Joao Pedro gibi isimlerin transfer yapması beklenebilir; ama yine de, Premier Lig’de de geçmişte tecrübeli olduklarını düşünürsek, tekrardan geri yükselmek için favorilerden birisi olacaklarını söyleyebiliriz. Peki bir ‘yo-yo kulübüne’ dönüşürler mi? Bunu da elbette zaman gösterecek.

This Is England

Watford için unutulması elzem bir sezon geride kaldı. Burakhan Yıldız yazdı.

Yeni Bir 'Yo-Yo Kulüp' Mü Doğuyor?

<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Cristiano Ronaldo, 2009’da ayrıldığı Manchester United’a&nbsp;geri döndü. Adı transfer döneminde Manchester City ve Paris Saint Germain’le anılan Ronaldo için Manchester United Juventus’a 15 milyon Euro’ya ek olarak 8 milyon Euro bonus <a fr-original-style="" href="https://www.theguardian.com/football/2021/aug/27/manchester-city-cristiano-ronaldo-wants-to-leave-juventus-allegri" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">ödeyecek.</a></li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ligue 1'in 4. haftasında Paris Saint-Germain deplasmanda Reims'i 2-0 yendi. Mbappe golleriyle kazanırken, Lionel Messi,&nbsp;PSG formasıyla ilk maçına çıktı.</li></ul><img src="https://images.aposto.com/2021/7/2/1630399773677.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.43" alt="Lionel Messi" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Japan Times<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Liverpool,&nbsp;Andrew Robertson’ın sözleşmesini 2026’a kadar uzatıldığını açıkladı. Transfer döneminde sadece Ibrahima Konate’yi kadrosuna katan Liverpool, daha önce Trent Alexander Arnold, Alisson, Fabinho ve Virgil Van Dijk ile sözleşme imzalamıştı.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Premier Lig’de Norwich, Schalke’de forma giyen millî futbolcu Ozan Kabak’la sözleşme imzaladı. Ozan Kabak, geçtiğimiz sezonun ikinci yarısını Liverpool’da tamamlamıştı.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Premier Lig, İngiltere’nin kırmızı listesinde yer alan ülkelere millî takım arasında futbolcu göndermeme kararı aldı. İngiltere’de forma giyen Çağlar Söyüncü, Ozan Tufan ve Halil Dervişoğlu, kuralın değişmemesi halinde A Millî Takım’ın 2022 Dünya Kupası Elemeleri’nde oynayacağı Karadağ, Cebelitarık maçlarında forma giyemeyecek.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">UEFA Şampiyonlar Ligi grup kura çekimi sırasında erkek ve kadın futbolunda geçen sezonun en iyi futbolcu ve teknik direktörlerine ödülleri verildi. UEFA Yılın Teknik Direktörü: Thomas Tuchel (Chelsea) UEFA Yılın Erkek Futbolcusu: Jorginho (Chelsea) UEFA Yılın Kadın Futbolcusu: Alexia Putellas (Barcelona)</li></ul>

Punto 

• Fenerbahçe, 26 yaşındaki orta saha oyuncusu Ozan Tufan'ın Premier Lig ekiplerinden Watford'a satın alma opsiyonlu olarak kiralandığını açıkladı.&nbsp;

<a fr-original-style="" href="https://twitter.com/48kutay" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; text-decoration-skip: objects; touch-action: manipulation; -webkit-user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Kutay Ersöz</a>Türkiye’nin İtalya mağlubiyeti, ‘büyük’ takımlar karşısında tutan sistemin işe yaramadığı bir kaza olarak görülebilirdi. Fransa ve Hollanda maçlarını kazandıran oyunun İtalya karşısında ana plan olması anlaşılmaz değildi.Fakat Galler karşısında daha farklı bir görüntü bekleniyordu. Maç öncesinde Şenol Güneş de ilk 11’deki stoper değişikliğini “Oyuna top sokmak için düşündük” cümlesiyle açıklayınca sinyal güçlenmişti.&nbsp;Oysa işler ilk andan itibaren ters gitti. Kaan ve Çağlar ikilisi oyun kurma konusunda beklenen katkıyı veremedi. İtalya karşısındaki başarısızlığı, rakibin yoğun baskısına bağlamak mümkündü ama Galler’den böyle bir baskı da gelmedi. Buna rağmen stoperler top kullanma işini, aralarına giren Okay’a bıraktı. Ayrıca iki bek oyuncusu da hücum konusunda tereddütlüydü. Ozan Tufan da Okay’a yakın duran bir köprü olmayı tercih edince; 10 oyuncunun altısı yarı sahada mahsur kaldı.<img src="https://images.aposto.com/2021/5/2021-06-18T08:33:32.784Z_sm.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.28" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Hücumda ise Burak Yılmaz, Galler savunması arasında bir esirdi. Yanına hiçbir takım arkadaşı yaklaşamadı. Cengiz üretken gözükse de çizgiden çok kopamadı. Kenan Karaman ise halen millî takımdaki rolünü bulamamış gibi. Savunmaya yardım eden bir kenar oyuncusu mu, yoksa Burak Yılmaz’ı destekleyen bir ikinci forvet mi? Milanlı Hakan ise millî takıma hiç davet alamadı! Bu kopukluğun yanı sıra takım arkadaşına pas alternatifi oluşturmak da Türk oyuncuların görev tanımında yoktu. Top ayağında olmayan oyuncuların hareketsizliği, topa sahip olan oyuncuların sık sık çaresiz kalmasına neden oldu.80’lerin Ada futboluTüm bunlar maçı Türkiye açısından beklentilerin dışına taşıdı. Hücumda 1.94’lük santrforla oynayan Galler’di ama eski model bir Britanya takımına dönüşen Güneş’in öğrencileri oldu. Oyun kuramama sorunu kendini gösterdi, bu da uzun topları kaçınılmaz kıldı. Fakat bir Britanya takımı kadar fiziksel güce sahip olamayınca, atılan toplar da soruna çözüm olamadı. İş sadece kenar ortalarına kaldı. Türkiye’nin rakip kaleye yolladığı şutların önemli bir bölümü kafalardan çıktı.&nbsp;Ayrıca hem topla oynamayı çok seven hem de topa baskı yapmak için saldıran Türkiye takımlarından (2000-2002-2008) farklı bir şekilde; top yapamayan, baskı yerine alanı korumayı tercih eden (bunu da başaramayan) ve devamlı yaslanan bir Türkiye izledik.Türkiye, 2002 ve 2008’deki Türkiye gibi değildi. Zaman zaman savunmasının önüne gelip oyun kuran Bale’in liderliğindeki Galler ise topla oynama becerisiyle adeta 2002 model Türkiye’den izler taşıdı. Bir ‘dev’ değildi ama sahada ne yaptığını bilen ve çok çalışan bir takımdı.43. dakikada gelen Galler golü psikolojiyi de başka bir noktaya taşıdı. Güneş’in öğrencileri iki dakika daha dayanabilseydi belki daha farklı bir ikinci yarı izleyebilirdik ama o golün 43’ten önce de filelerle buluşabilirdi.<img src="https://images.aposto.com/2021/5/2021-06-18T08:35:44.472Z_sm.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="2.08" alt="Ramsay" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Beklentinin yarattığı hayal kırıklığıİkinci yarıda Türkiye’nin kurduğu yalancı baskı Galler’in izniyle gerçekleşti. Üstelik Galler tehlike yaratmaktan da vazgeçmedi. Bale’in kendi yaptırdığı penaltıyı kaçırması onun klasına yakışmasa da son anlarda attırdığı gol belki de gruptaki averaj hesaplarının bile değişmesini sağlayacak.Saha içindeki sorunlar çözülebilir ama öncelik averajın iki maçta -5’e gelmesini sağlayan psikolojik gelgit olmalı. Üstelik bu gelgit, sadece saha içinde de yaşanmıyor.Oyuncuların 90 dakika içinde yaşadığı çöküşler gibi, Türkiye futbol ortamı da beklentilerin yüksekliği nedeniyle yaşanan yenilgileri kabullenmekte zorlanıyor. Belki de üst turlara giden yol, beklentileri düşük tutmakta yatıyordur. Maçın yıldızı Bale, karşılaşmanın ardından “Turnuva öncesinde bize 4 puan verilseydi hemen kabul ederdik“ dedi. Oysa Türkiye’de dört puana burun kıvıracak çok kişi vardı.

Türkiye futbolu her zaman yetenekle tanımlandı. Galler de Ada futbolunun geleneğinden geliyordu. Bakü’deki maç ise tam tersiydi.

Beden değiştirmiş ruhlar

Dün gece Vodafone Park’ta oynanan Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi Ozan Tufan’ın son dakikada kaydettiği golle 1-1’lik beraberlikle sonuçlandı. Bu sonuçla Fenerbahçe liderle arasındaki puan farkını eritme fırsatını değerlendiremedi&nbsp;ve bir maç fazlası olmasına rağmen lider Beşiktaş’ın beş puan gerisinde kaldı.Yaz transfer dönemini harika bir şekilde kapatan Fenerbahçe, Emre Belözoğlu önderliğinde önemli hamlelere imza atmıştı. Avrupa’dan ve rakip kulüplerden önemli oyuncular transfer edilmiş ve rakiplerine oranla oldukça geniş ve potansiyeli çok yüksek bir kadro kurulmuştu. Ligin ilk yarısının bitişinin ardından, eksik görünen kanat ve stoper transferlerinin yanı sıra Arsenal’den Mesut Özil’in de transfer edilmesi Fenerbahçe’yi ligin ikinci yarısı başlarken şampiyonlukta favori konumuna getirmişti. Fakat sezonun ikinci yarısından itibaren büyük bir form düşüşü yaşayan Fenerbahçe, her hafta şampiyonluktan bir adım daha uzaklaşıyor. Peki kurulan bu geniş ve yetenekli kadroya rağmen yaşanan bu düşüşün sebepleri ne oldu?<ul fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bulut'un seçimleri:&nbsp;Alanyaspor’da geçtiğimiz iki sezonda harika başarılara imza atan Erol Bulut, Fenerbahçe’nin başında aynı mentalite ve oyun anlayışıyla istediği düzeye ulaşamadı. Bu durum ise maç içi ve öncesinde pek çok farklı hatanın yapılmasına sebep oldu. Kalite olarak kendinden oldukça düşük rakiplerine karşı maçlara fazla temkinli başlaması, yapılan hatalı oyuncu değişiklikleri ve haftalar geçtikçe yükselmeye oyun kalitesi Erol Bulut’un yaptığı başlıca hatalar arasında yer aldı. Bu hataların yanında yaşanan sakatlıklar, oyuncuların bireysel hataları ve form düşüklükleriyle taraftarın bu sezondan beklentisi oldukça azaldı.</li></ul><img src="https://images.aposto.com/2021/2/2021-03-22T06:44:41.363Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Fenerbahçe" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"><ul fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Akan oyunun önemi:&nbsp;Ofansif anlamda pek çok yaratıcı oyuncunun yanında, hızlı ve atletik kanat oyuncuları ve geçen sezonun gole en çok katkı yapan bek oyuncularını transfer eden Fenerbahçe’de herkesin beklentisi ofansif, bol gollü ve akıcı bir futboldu. Ancak takım oyunu istenilen düzeye bir türlü gelemedi. Özellikle kapanan rakipler karşısında yaşanan yaratıcılık sorunu ve Caner Erkin’in soldan ceza sahasına yaptığı ortalar haricinde bir alternatif yaratılamaması ofansif anlamdaki en büyük problem olarak görünüyor. Fenerbahçe bu sezon ligde attığı 54 golün 19’unu duran toplardan bulurken akan oyundan 29 gol buldu. Bu istatistikte eleştirilen kısım ise takımın öne geçtiği ya da skoru eşitlediği gollerin büyük bir çoğunluğu duran toptan gelirken farkı açan gollerin büyük bir kısmı açık oyunda geldi. Bu da Fenerbahçe’nin duran toplardan gol bulamadığı maçlarda öne geçememesine ve oyun düzenini iyice kaybetmesine sebep oldu. </li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">İstikrarsızlık:&nbsp;Taktiksel açıdan savunma ağırlıklı bir futbol anlayışına sahip olan Fenerbahçe, her ne kadar rakiplerine az sayıda pozisyon verse de, sezon başından bu yana kalesinde başarılı takım savunması ve Altay Bayındır’ın üst düzey performansına rağmen çok fazla sayıda gol gördü. Bunun öncelikli sebepleri, bireysel hatalar ve sürekli değişen defans dörtlüsü. Sakatlıklar, cezalar ve beklentileri karşılayamama gibi nedenler Fenerbahçe’nin defans hattında bir türlü doğru ikilinin bulunamamasına neden oldu. Bu da defansta iletişim anlamında problem yaşanmasının yanında, büyük konsantrasyon eksiklikleriyle kalesinde toplamda 34 gol görmesini ve Altay’ın oynanan çoğu maçta yıldızlaşmasını getirdi.</li></ul><img src="https://images.aposto.com/2021/2/2021-03-22T06:43:59.790Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Altay Bayındır" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"><ul fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Parıltı: Fenerbahçe’nin 30 hafta sonunda hâlâ şampiyonluk adaylarından birisi olarak görünmesinde Altay Bayındır ve Dimitris Pelkas'ın&nbsp;önemli bir payı var. Altay bu sezon Fenerbahçe’nin kazandığı çoğu puanda büyük bir paya sahip. Kendini her anlamda oldukça geliştiren Altay’ın yaptığı kritik kurtarışların yanında, takıma en geriden liderlik etmesi, onu bu sezonun simge isimlerinden birisi hâline getirdi. Dimitris Pelkas ise takımın ofansif anlamdaki en önemli oyuncusu. Takıma sezon başında katılan Pelkas, bu sezon oynadığı 20 maçta 5 gol 6 asistlik katkı veren Pelkas, Fenerbahçe’ye hücumda önemli bir yaratıcılık katıyor ve takımın puan durumundaki yerinin en önemli mimarlarından biri. Şimdiye kadar bu ikilinin harika performansıyla rekabetçi olan Fenerbahçe ligin kalan 1o haftasında şampiyonluk için takım olarak daha dengeli performanslar sergilemeli.</li></ul>

Ozan Tufan ile ilgili hikayeler